23 Ağustos 2012 Perşembe

Durum Raporu

Nihayet geldik sona... 

Gün itibariyle 40. haftaya girmiş bulunmaktayız minnak ayı yavrusuyla birlikte. Hamilelik, beklemek falan zor diyordum ama şu son bir kaç gün gerçekten geçmek bilmiyor. Vücudum taşıyabileceği maksimum ağırlıkla eziyet çekiyor. Zavallı Derin, içine tıkıştırıldığı yere sığmak konusunda sınırlarını zorluyor. Öyle ki karnımın sağ tarafı kızın topuğu yüzünden 'bence' alenen bollaştı. Geceleri tuvalet bekçisi kıvamında nöbetlerdeyim. Değil yataktan tek hamlede kalkmak, sağdan sola dönmek bile büyük mesai. Her gün saat başı ayna karşısında karnım aşağı indi mi diye kontrol ediyoruz ailecek ve her an "aha inmiş" diye çığlığı basan bir ferde karşılık göbeğim olduğu yerde duruyor. Derken; gidip yine baktım, sanki biraz üstü düzleşmiş ama ı ıh doğmayacak sanki bu velet. İsyanlardayım  arkadaşım, doğsun artık. Hem bana hem ona eziyet...

Tecrübeli annelerin sesi kulaklarımda sanki: bugünlerini çok arayacaksın, uykuya hasret kalacaksın, keşke hep hamile kalaydım diyeceksin vs vs... 
Tamam. Valla hepsi kabulüm... Yeter ki bu belirsizlik, bekleyiş, 3 futbol topu yutmuşluk geçsin.

Bebeğin sağlığı konusunda endişelenmediğimiz zamanlarda en çok tipini merak ediyoruz sanırım. Babayla fiziksel özelliklerimiz birbirinin tam zıttı. Hangimizin en çok neresini alacak, ikimizin karışımı neye benzeyecek gayet meçhul tabi ki. Tahminimce siyah saçlı, kumral tenli, renkli gözlü bişey olur (hayale gel) Ay huyu iyi olsun di mi? :)

Günde en az 3 kişi beni ya da evde bilgi alınabilecek diğer bireyleri arayarak "daha doğmadı mı?" diye soruyor. Doğmadı can dostlarım. İnanın doğsa davul zurnayla ilan edeceğim. Öyle bunaldım, öyle darlandım.

Doğumla ilgili öyle çok plan program yapmış değilim. Allaha şükür herşey sorunsuz ilerlediği için epiduralli normal doğum isteğimiz hala geçerli. Bir problem olmadığı sürece değişmeyecek görünüyor. 
Başlarda bir kaç doğum fotoğrafçısı araştırmış olsamda çevremizde bol bol fotoğrafçı, filmci, artiz tipli arkadaş bulunması neticesinde iki yetenekli ve yakın arkadaşı bu iş için görevlendirmeyi tercih ettik. Gün, saat geldiğinde heyecandan titremezlerse Derin'in ilk fotoğrafları ellerinden öper...
Minnak kızımızı ve bizi ziyarete gelecek olan sevenlerimize ikram etmek için düşündüğümüz kurabiyeleri ise Merve adında dünya tatlısı ve kainat sabırlısı bir arkadaşımıza ricada bulunduk. Sabırlı diyorum çünkü alt tarafı 3-5 kurabiye için kızı 7/24 darladım: ay orası açık renk olsun, vazgeçtim lila şeyap, figürü şu olsun ama şurası da şöyle olsun, dur vazgeçtim babası böyle istedi diye diye meslekten soğuttum kızı. Büyük ihtimalle kurabiyeleri kargoya verip, bir ekmek fırınına işe başvurup, hayata sıfırdan başlamayı tercih edecek.
Gün içerisinde kocam işteyken sancım tutarsa gelip beni alsın diye de birini belirledik... Sevip saydığım muhterem biri de gelip benim yerime doğuruverirse, bu işi sağsalim atlatır giderim. Oh be!
Görevli arkadaşları tek tek tagledim ki sonra vay ben duymadım ay benim hiç haberim yoktu olmasın. Hamile siniri var bende, gebertirim.

Bu saatten sonra ne zaman yazarım, ne yazarım allah bilir. Umarım Zeynep Derin sağlıkla, sıhhatle, mutlulukla gelir kucağımıza konar...

Merak edenlere en güzel haberleri vermek için gün sayıyoruz. Biliyorum  ki sevenlerimizde dualarını üzerimizden hiç eksik etmiyor. 
Hadi!  Her duaya bir bebek mıncırması vadediyorum :) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder